İstanbul uzun süredir görmediği bir yağışla başetmeye çalışa dursun, ben her sabah evde servisin gelişini hazır ve nazır bekliyorum, servis gelemezse eğer işe gidemeyeceğimden dolayı içimde bir ümit… Sonra servis geliyor ve ben lapa lapa yağan karları, birikmiş kar yığınlarını aşarak işime geliyorum. Özellikle yaşadığım bölgede, inanmazsınız ama, ayak bileğimi aşan yerler var.
Güzel tabii kar yağışını evden seyretmek veya eve gideceğin garanti olduktan sonra karların içinde yuvarlanmak, ama aksi durumu düşününce her insan gibi ben de gerim gerim geriliyorum.
Yola çıkmadan önce kat kat giyinmenin yanı sıra azık sorunu olmasın diye tedbirli çıkmayı da düşünmüyor değilim ama çok şükür bugüne kadar aksilikler başıma gelmiş olsa da hiç yolda kalmadım:)
Yalnız iki gündür kar yağdıkça bana bir şeyler oldu; acıkıyorum! Normalden erken saatlerde acıkıyorum, sanırım yağışı seyretmek keyif veriyor ve bu keyifle beraber bir şeyler yiyesim geliyor!:)
Mesela evden çıkamayız diye dün normalde yapmayacağım kadar çok yemek yaptım, evde olursak yeriz diye düşündüm! Ve şimdi de eğer hem eşimi hem beni erken bırakırlarsa, evime gidip mükellef bir sofra hazırlayacağım: erken çıkışımızı böyle ödüllendireceğim! Ah hayaller, hayaller…
Not: Eğer erken çıkabilirsek bu postu hem yemek hem de kar fotoğraflarıyla güncellemeye çalıaşacağım. Ümit fakirin ekmeği ne de olsa!:)